Başlığa bakıp gaza gelmeyin. Cinsiyet ayrımcılığı demek seksizm. [ukalalık: check] Bi haftadır sanki kriz yokmuş, hepimiz işsiz değilmişiz, gelecek kaygımız yokmuş, dünyada savaş yokmuş vs.. gibi yeni yıl histerisi içinde herkes. [tespit: check] Chuck Palahniuk'un Görünmez Canavarlar'da dediği "izleyici olmadan histeri krizi geçirmek imkansızdır." tümcesini de düşünmek lazım böyle bir durumda. [karizmatik alıntı: check] Sosyal etkileşimin ne kadar had safhada olduğunu belirtmeye gerek yok. Karşılıklı gazla yaşıyor insanlar şu günlerde. Altı üstü yıl başı be. Diğer 11 ayın ilk günlerinin aksine (nisan ve mayıs'ı tenzih etmek gerekebilir esasen) Ocak'a aşırı anlam yüklenmiş durumda. Dünya dönüyor oley diyoruz 6-7 milyar insan. Gazze'de gülüyor mu yüzler sanıyorsunuz? [duygu sömürüsü: check]
Neyse konuyu dağıtıyorum gene.
Yılbaşı yaklaşırken kadın erkek davranışlarına bakınırsanız hayvan gibi fark olduğunu göreceksiniz. Çevremde bir hafta öncesinden itibaren yılbaşı planı belli olan bir tane bile erkek yok. Bunlar arasında belirli kıstaslarda yok bu arada. Sevgilisi olan, olmayan, sosyal olan, olmayan, şehir dışında olan, olmayan, evi olan, olmayan. Hiç bir erkek bir plana sadık değil. Kendi adına yapıldıysa bir plan (yani bir kız bir plan yaptıysa) "var bi' kaç plan işte" diyor er kişimiz. Kızlara baktığımız zaman farkı görüyoruz. Onların da planı yok! Amaaaa plan yapma istekleri, arzuları, şehvetleri var. Kadınlara yeterli miktarda Mango, kedi ve önemli gün verirseniz erkeklere ihtiyaçları olmadan dünyayı domine edeceklerine hatta devam ettireceklerine inanmaya başladım. Sanki Aralık sonları bir düğmeye basılıyor sadece kadınların hormonlarını etkileyecek ışınlar yayan. Süper kahraman dünyasında bile buna değinilmiş olması tesadüf mü hacım? [resimlerin varlık sebebi: check]
Hediye almayı erkeklerde sever ama -yeterince öküz değilsek eğer- hediye almanın üzerimize getirdiği yükün de farkındayız. Genellikle verilen şey hediye değil bir yükümlülük oluyor. Bundan kimsenin yanlış anlam çıkarmamasını ve alınmamasını istiyorum ama söylediğim şeyin mantıksız olduğunu iddia edebilir misiniz? [kendine güven: check]
Demek istediğim: yeni yıl kavramında saçmalıkların kendi kendini besleyecek derecede kendi içinde tutarlı olmasından dolayı tüm insanlık bir kısır döngüde [kısır döngü: check] Halbuki daha çok empati yapabilsek dünya daha güzel bir yer olmaz mı? [empati: check] [optimist yaklaşım: check]
1 Ocak akşamüstü gerçek hayata dönmenin tokadını tadacak mıyız yoksa hiç bir şey asla eskisi gibi olmayacak mı bir daha? [artizlik kapanış: check]
31 Aralık 2008
30 Aralık 2008
9
Prodüktörlüğünü Tim Burton ve Timur Bekmambetov'un yaptığı 9 esasen kısa bir animasyondan uzun metrajlı film haline çevriliyor. 2006 yılında kısa animasyon dalında Oscar adayı olmuş 9'ın uzununuda kısası gibi Shane Acker tarafından yönetliyor.
2008 biteyazarken, 9 son bir atakla bu sene izlediğim en iyi trailerlar listeme tepeden giriş yaptı. Şarkı seçimi inanılmaz başarılı olmuş... Evet evet özellikle şarkı mükkemmel...
29 Aralık 2008
4 Minutes
Kelebenk'e daha önce de demiştim "benim topraklarıma giriyorsun" diye, uslanmamış anlaşılan.
Tekrardan sınır ihlali yaptı. Bu sefer doğrudan değil dolaylı olarak Justin'i dahil etmiş postuna.
Bakalım kelebenk son kez zıplıcak mı?
Madonna'nın sahne şovunun kötü olmasını kimse beklemiyor zaten, kadın tanrıça resmen.
Kelebenk'in koyduğu videonun, içinde hologram değil sahici Justin bulunanı aha bu yukarıdaki...
Dansederek dünyayı kurtaran adam diye filmi çekliecekmiş justin'in. Nerden mi biliyorum çünkü aynısı teyzemin başına geldi... Bu blogu herkese bütün arkadaş listene
26 Aralık 2008
The Gauchos
En büyüğü 14 yaşında dört kardeş. İlk videolarından biri bu, Iron Maiden - Trooper çalıyorlar.
İlerki videolarda -ki Walk, Fuel, Smoke on the Water falan da var- daha da güzel çalıyorlar ama özellikle bunu koydum öndeki küçük pisliğe bakın diye... Gülmekten gebertti beni ibiş...
Özellikle scream vokal yaptıoğı yerlerde tipine dikkat...
25 Aralık 2008
Top 5: Liam Neeson
Tüm zamanlar favori oyuncularımdandır Liam Neeson.
Oyunculuk yeteneğini bir kenara koysak, adamın karizması, oynadığı filmler yeter kendisine hasta olmaya. Listeyi hazırlamadan önce şöyle bir düşündüm hangi 5 filmi seçeyim diye de 3 filmi listeye alamamaktan rahatsız oldum resmen. Tamamiyle aldığım kişisek zevke göre bir liste. Yoksa biliyoruz en iyi oyunculuğunun şidlerin listesinde olduğunu biz de..
"Ne süper adammışsın Liam abi sen yea" diyerek listeye geçizliyorum.
[Film, oyunculuk, karakter vs yorumlarını sonraya bırakıyorum, dışarı çıkmam gerek şimdi...]
#5: Henri Ducard - Batman Begins
Chris Nolan tarafından tekrardan yaratılan Batman serisinin ilk filminde Bruce Wayne'i Batman haline getiren adam rolunu oynadı Liam Neeson. Batman ideasını oluşturdu, Bruce Wayne'in aklına nasıl Batman olunacağını yerleştirdi. Batman Begins'de zilyon tane ünlü oyuncu olmasına rağmen Liam Neeson (ve tabiki Gary Oldman) oyunculuğu ile daha öne çıkıyordu.
Filmin lafı: Men fear most what they cannot see.
#4: Godfrey de Ibelin - Kingdom of Heaven
Liam Neeson Kingdom of Heaven'da, filmin ilk yarısını domine edip ikinci yarıda pozisyonunu başka bir güzel insan Jeremy Irons'a devrediyor. Keşke daha uzun kalsaydı dediğim filmi budur kendisinin. Batman Begins'de Bruce Wayne yaptığını burada Balian'a yapıyor abimiz. Dandik bir nalbantın Kudus'un umudu, kraliçenin sevgilisi, kralın güvendiği bir soylu haline gelmesini sağlıyordu. Oha zaten daha ne yapsın?
Filmin lafı: Be without fear in the face of your enemies. Be brave and upright that God may love thee. Speak the truth always, even if it leads to your death. Safeguard the helpless and do no wrong. That is your oath. (burda basar tokadı) And that's so you remember it.
Filmin lafı: Be without fear in the face of your enemies. Be brave and upright that God may love thee. Speak the truth always, even if it leads to your death. Safeguard the helpless and do no wrong. That is your oath. (burda basar tokadı) And that's so you remember it.
#3: Robert Roy MacGregor - Rob Roy
Esasen çok iyi bir film sayılmaz Rob Roy lakin "onurum da onurum" diye tutturmuş Qui-Gon saçlı Liam abinin karizması, Tim Roth'un kendisine oscar adaylığı getiren kötü adam performansı ve dev salondaki final dövüşü ile gönlümde taht kurmuştur bu film. Braveheart ile birlikte İskoçya sempatimin önemli hakkı kendisine aittir.
Filmin lafı: If it's a boy, call him Robert. If it be a lass, name her after my love, Mary McGregor.
Filmin lafı: If it's a boy, call him Robert. If it be a lass, name her after my love, Mary McGregor.
#2: Oskar Schindler - Schindler's List
Oskar Schindler'in hayatından çekilen filmde Liam Neeson en iyi erkek oyuncu Oscar'ına aday olmuştu performansıyla. Zaten film 7 oscar aldı, Spielberg'ün de ilk oscarıdır kendisi. IMDb'de 7. sırada bulunan film güzel olmasının yanında oldukça zahmetli ve eziyetli de bir film. Liam Neeson şahane oynamış evet ama bir daha seyretmeyeceğim filmler listesinde en üstlerde duruyor Şidlerin Listesi..
Filmin lafı: They won't soon forget the name "Oskar Schindler" around here. "Oskar Schindler," they'll say, "everybody remembers him. He did something extraordinary. He did what no one else did. He came with nothing, a suitcase, and built a bankrupt company into a major manufactory. And left with a steamer trunk, two steamer trunks, of money. All the riches of the world."
#1: Qui-Gon Jinn - Star Wars: Episode I - The Phantom Menace
Efsanenin ikinci üçlemesinin ilk filminin tüm kredisini kendisine vermek isterim. Ewan McGregor'da şahanedir ama üçlemenin diğer iki filminde artan rolu ve karizmasının yanında ilk filmi görmezden gelsek de olabilir. Qui-Gon galaksideki en güçlü insanı bulmuş, bir şekilde dark side'a kıyağın allahını yapmıştır. Anakin'e o kadar çok güvenmiştir ki vasiyeti bile aşşağıda görebileceğiniz gibi- Anakin üzerinedir. Kendisi karizmatik Sith Maul tarafından budanmıştır. May the be with you derim kendisine...
Filmin lafı: Obi-Wan, promise... Promise me you will train the boy.
22 Aralık 2008
Guitar Hero vol. II
Yurtdışı bobiler'i worth1000'in photoshop çalışmalarından nacizane 4 tanesi.
Site tam bir eğlence deryası (hep bu kalıbı kullanmak istemiştim) saatlerinizi harcayabilirsiniz gezerken. William Wallace misal tam bir rockstar olmuş. "İskoçya'dan bugune kadar kim çıkmış müzikle alakalı" diye düşündüm aklıma gelmedi kimse... Bir ilk olabilirmiş. Kısfmetsizlik...
Hat Trick Hero vol. II
Karşim Milan B.(gossip girl effect) sarı kırmızı kutsal forması ile ikinci hat trick hadisesini gerçekleştirdi. İlki dandik Hacettepe maçında olduğundan gayrı bunun keyfi daha çok oldu. Yanaklarından öpüyorum kendisini ve "nasıl döşedik boruyu?" diye soruyorum delikanlı beşiktaşlı arkadaşlara.. Delikanlı adam renkli takım tutmazmış ehehe... Tutturduk mu takımları yavruz? Naağber?
Fener maçından sonra efendiliğimi koruyup "fairplay cart curt" ettim ama gerçek ben buyum. Futbol centilmenlik değildir. Koymak ve koyulmak üzerine bir renklere gönül vermektir.
İçimdeki Galatasaray aşkı başka, derbi kazanma haleti ruhiyesi bambaşka.
Bi de Hamit Altıntop transferi dedikodusu dönüyor her tarafta, onu da alırsak şampiyonlar ligini kazanırız biz be...
Şaka Heralde
20 Aralık 2008
SexyBack
Kelebenk benim topraklarıma girip utanmadan Justin videosu falan koymuş bloguna [Esracım bari videonun düzgün versiyonunu koysaydın be lskfhsalga] hemmen müdahale etmem gerek diye düşündüm.
Bu videoyu hem tüm müzik zevklerime ters gelmesine rağmen Justin Timberlake'i sevmem sebebiyle, hem şarkının fena gaza getirici yapısından ötürü hem de Serhat yakında blogunda taklidimi yapacak diye kafasını karıştırmak amacıyla koyuyorum. Böyle 3-4 alakasız post daha gönderdim mi beni genel bi şablona oturtamaz, sçar diye düşünmekteyim slkghslgksa...
---
Justin paşanın New York konserinden SexyBack parçası, Ege bölgesinin en dinamik blogu ters soru işareti dat bılagsıpat dat kamda şimdi sizlerle olacak.
[jingle hesabı]
<<< ters soru, ters soru, ters soru işaretiiii, işaretiii, ters soru işaretiii >>>
Hellas
Bugun 2. hafta doldu Yunanistan'da çıkan ayaklanmalarda. Bir can kaybının sonucu iki haftadır yer gök yıkılıyor. Garip geliyor düşününce insana. Kendi habitatımla kıyaslıyorum doğal olarak dediğim gibi garip geliyor. Mantıklı düşününce ise doğrusunun bu olduğu kanısına varıyorum. Kıskanıyorum biraz, biraz da kendi insanıma kızıyorum. Herşeyi bilen, ukala enteller gibi konuşmak istemiyorum kendi insanıma kızıyorum derken çünkü kendim de farklı değilim.
Türk insanının toplu amnezisinin sonuçlarıdır bugune kadar ölen binler.
Unutursan sen depremleri, yediğin kazıkları, sana nasıl muamele edildiğini tarih elbette tekerrürden ibarettir.
İki haftadır yer gök yıkılıyor demiştim girizgahta. Aşşağıda boston.com'dan apardığım fotoğraflar var kanıt niyetine.
18 Aralık 2008
Charlize Theron
Normalde buraya Charlize ablanın Aeon Flux halini, eski seks objesi halini ve de Monster'da Oscar almasını sağlayan çirkin halini koyacaktım ama sanki fotodan bana bakıp ne gerek var bırak kalayım böyle dedi... Bişi diyemedim, itiraz edemedim..
---
tiriviri of the day: Güney Afrika doğumludur. Aile içi taciz mağdurudur. Babası annesi tarafından vurularak öldürülmüştür.
Reklammatik
Yeni bir site kendisi. Reklam izliorsunuz; izledikçe, puanladıkça, arkadaşlarınızı davet ettikçe puan kazanıyorsunuz. İsterseniz hediyeleri, isterseniz nakit parayı alabiliyorsunuz belli bir birikimden sonra. Bir nevi titan saadet zincrinin reklam izleyerek yapılanı.
Zaten seçilmiş, orjinalliği, ilginçliği tasdikli reklamları izlemek zevkli bir işken bunu yaptığın için sony cybershot veya ipod touch kazanabilmek daha güzel.
Bu tümceyi tıklayarak siteye bakabilirsiniz. "Benim ilgimi çekmedi reklam meklam, ipod kazanmak için de uğraşamam" diyorsanız sevabına tıklayın da bana puan gelsin.
Öpüyorum yanaklarınızdan.
---
az evvel hesapladım da ipod kazanmak için ömrümü tüketmem gerek benim bu sitede...
16 Aralık 2008
God of War III
Sabretooth
Sabretooth dediğin nedir? Wolverine'in can düşmanı, ayı gibi kaslı ve büyük, sapsarı saçları olan pislik bir mahlukat (mutant diyor gavurlar buna) Üstte X-Men'deki görünüşü mevcut. Zaman zaman ufak değişiklikler olsa da değişmeyecek şeyler sarışınlık ve iriliktir mutlaka. İlk X-Men filminde Sabretooth'u oynayan Tyler Mane ayısının filmden bir görüntüsü var. Bence olmuş herif görünüş itibariyle Sabretooth'a. Biraz aptal yapmışlardı orjinale göre ama Serhat Eldem beyefendinin deyişiyle; 3. sınıf bir oyuncu belli ki. Elden gelen buymuş.
X-Men Origins: Wolverine filminde Sabretooth'u oynayan arkadaşa bakıyorum aşşağıda. İri değil, Wolverine'den bile iri değil (normalde Wolverine daha kısadır tabi Hugh Jackman bozdu biraz işleri) sarışın değil, göbekli, kolları ince, saçları kısa...
Ne biçim Sabretooth lan bu. Gambit'in aynısını bulmayı biliyonuz Sabretooth daha bile kolay lan.
15 Aralık 2008
Wolverine
X-MEN ORIGINS: WOLVERINE HD
Yeni trailer çıkmış, ağzımın suları aktı şerefsizim.
X-Men Origins ismini haybeye almadıklarını gösteriyorlar, Wolverine'in çocukluğu, unutmak istediği olaylar ve hayvana dönüşmesi var filmde. Gambit de var daha nolsun?
---
edit: yaptığım kapsamlı araştırmalar sonucu 39. saniyede Ryan Reynolds'ın Deadpool, 40. saniyede will.i.am ibişinin John Wraith, 113. saniyede de sarışın zenci bir kız çocuğunun Storm olarak gözüktüğünü kayıtlarıma aldım. Dominic Monaghan'ı görmek için kıçımı yırttım ama fragmanda göremedim malesef.. O değil de Gambit olmuş hacı ya...
---
" Belli ki iyi ve kötü arasındaki medeniyet mücadelesi olacak filmde. Dozunda bi aksiyon da mevcut. Mekanlar, kostumler.. çok kıymetli oyuncu arkadaşlarla çalışmışlar..."
İksmen Orijinal: Hayvan Wolverine 1 Mayıs işçi ve emekçinin bayramında sinemalarda.
Yer gösterici haklarını savunmak için hepinizi Egs'ye beklerim...
Yeni trailer çıkmış, ağzımın suları aktı şerefsizim.
X-Men Origins ismini haybeye almadıklarını gösteriyorlar, Wolverine'in çocukluğu, unutmak istediği olaylar ve hayvana dönüşmesi var filmde. Gambit de var daha nolsun?
---
edit: yaptığım kapsamlı araştırmalar sonucu 39. saniyede Ryan Reynolds'ın Deadpool, 40. saniyede will.i.am ibişinin John Wraith, 113. saniyede de sarışın zenci bir kız çocuğunun Storm olarak gözüktüğünü kayıtlarıma aldım. Dominic Monaghan'ı görmek için kıçımı yırttım ama fragmanda göremedim malesef.. O değil de Gambit olmuş hacı ya...
---
" Belli ki iyi ve kötü arasındaki medeniyet mücadelesi olacak filmde. Dozunda bi aksiyon da mevcut. Mekanlar, kostumler.. çok kıymetli oyuncu arkadaşlarla çalışmışlar..."
İksmen Orijinal: Hayvan Wolverine 1 Mayıs işçi ve emekçinin bayramında sinemalarda.
Yer gösterici haklarını savunmak için hepinizi Egs'ye beklerim...
14 Aralık 2008
Misilleme
Vakti zamanında Güney Amerika'nın meşhur kapışması Brezilya - Arjantin maçından evvel Arjantin menşeili bir prezervatif markası yukarıdaki reklamları bastırıyor. Reklamın niyeti ortada zaten, açıklanacak bir yanı yok. Ama noluyor? Brezilya kazanıyor maçı... Maçı kazanmak kesmiyor adamları, reklama cevap nitelğinde büyük A'yı küçük a'ya çeviriyorlar. Her anlamda...
El Clasico ve Düşündürdükleri
Cumartesi gecesi dışarı çıkmama sebebim el clasico Barca'nın 2-0 galibiyetiyle bitti. Ne herkesin beklediği tarihi fark, tecavüz vs, ne de içten içi içimi kemiren -aka Fener Syndrome- Real Madrid galibiyeti çıkmadı maçtan. İki takımda da sahadaki değil sahada olmayan oyuncular dikkat çekiciydi. Xavi ne kadar muazzam bir oyuncu olursa olsun badisi Iniesta olmadan tam performans gösteremiyor. Iniesta katalizor gibi kendi oynamasa bile -ki bence şahane adamdır- Xavi 'nin performansını yukarı çekiyor.
Real Madrid için eksiklerden bahsetmeye başlayınca ilk 11 unutuluyor zaten. Bi kere Drenthe ilk 11de sahaya çıkıyorsa ortasaha evlere şenlik demek. Guti, Gago, Sneijder üçlüsü gayet paslaşabilecek gibi gözüküyorlar ama Sneijder sağ kanada sıkışmış durumda demeye kalmadan sakatlanıp çıkıyor. Yerine kim girecek? Sağ kanat düşünmeyi geçtim ortasahaları gözden geçiriyorum kafamdan. Robben cezalı, Diarra ve De la Red sezonu kapattılar. Van der Vaart girer heralde diye düşünüyorum. Hakkatten Van der Vaart niye yok diye diye düşünüyorum kendisini maçın bitmesine 20 dakka kala görebiliyoruz anca. Eksikleri saymışken dünya üzerindeki en iyi forvetlerden Rıdvan Nistelrooy da sezonu kapattı zaten Real ikamesi Huntelaar'ı oynatacak ikinci yarı. Bakalım kısfmet...
Real defansında lack of left back (şiir gibi) yaşandığından, emektar Salgado sağa yerleşiyor, sarı kart canavarı Sergio Ramos solda Messi-Alves ataklarını karşılamak için pozisyonunu alıyordu. Maç sonrası baktığımızda kötü oynadığını söyleyemeyiz ama Marcelo ve Heinze'den biri solda olduğu için Ramos sağda başlasaydı maça, Salgado penaltı yaptıramayacaktı. Buna da halamın taşakları olsa sendromu deniyormuş, vikipedia öyle diyor...
Teknik direktor cephesinde Barcelona B takımının iki eski çalıştırıcısı kapışıyorlardı. Daha tecrübeli olan Juande Ramos olmasına rağmen daha uzun süredir takımının başında olan ve istediği futbolu oynatan Pep Guardiola idi. Teknik direktör değişiminin krizdeki takımlara iyi geldiği, ayrı bir hava kattığı bilinen bir gerçekken karşınızdaki takım son 20 yılın en güzel futbolunu oynuyor denen takım olunca işler öyle yürümüyor. Barcelona'nın bu sezon için klasikleşmiş "baskıyı kuralım hacı, ilk 15-20 dakkada 3 tane atalım sonra rahat rahat top çeviririz" sistemi Real'e tutmadı. Baskıyı kurdular ama az daha kontradan -Davids çakması Drenthe az daha yetenekli olsa- golu yiyeceklerdi. Real mis gibi kapandı ilk yarı golsuz bitti. İkinci yarı Real oyunu kontrol ederek başladı, Barcelona taraftar gazıyla tekrar kendine gelip iyice yüklenince Real'e zor da olsa ilk golu buldular. İlk golde aslan payını doğrudan kaptan Puyol'a göndermek lazım. "Siz atamıyorsanız ben atarım lan!" diye geldi ileri resmen. Casillas ilk golu yiyene kadar -ki hatası yok yediği gollerde bence- dünyanın en iyisiyim ben diye bağırdı resmen. Diğer kalede Volkan Demirel'in az evrim geçirmişi Victor Valdes de iyi performans gösterdi. İki net pozisyon kurtardı karşı karşıya. Onun dışında fazla da zorlanmadı...
Yeni Redondo Gago'yu bu maçta dikkatli seyrettim. Nasıl söylenir adamın hamurunun iyi olduğu belli. Maradona zamanında bu adamı Real'e 25melyon euroya sattığı için Boca Juniors başkanına vermişti ayarı vermişti ayarı. Mascherano ile birlikte Arjantin'in ortasahası ona emanet. Diğer Arjantinli Messi'ye diyecek bi' şey yok. 2009 Ballon d'OR'u alır gibi geliyor. Golunu de atarak istatistiklerini geliştirmeye devam etti.
---
Sonuç olarak büyük beklentilere girdiğimiz maç böylece geride kaldı. Uluslarası turnuvalar ve Fenerbahçe - Galatasaray maçları dışında en sevdiğim, tüm futbol müsabakaları arasında oynanan futboldan her zaman zevk alacağıma emin olduğum el clasico bitti.
Maçı 90 dakika izleyip yazısını 75 dakika yazdım. Ne diyeyim? Futbolu seviyorum.
Real Madrid için eksiklerden bahsetmeye başlayınca ilk 11 unutuluyor zaten. Bi kere Drenthe ilk 11de sahaya çıkıyorsa ortasaha evlere şenlik demek. Guti, Gago, Sneijder üçlüsü gayet paslaşabilecek gibi gözüküyorlar ama Sneijder sağ kanada sıkışmış durumda demeye kalmadan sakatlanıp çıkıyor. Yerine kim girecek? Sağ kanat düşünmeyi geçtim ortasahaları gözden geçiriyorum kafamdan. Robben cezalı, Diarra ve De la Red sezonu kapattılar. Van der Vaart girer heralde diye düşünüyorum. Hakkatten Van der Vaart niye yok diye diye düşünüyorum kendisini maçın bitmesine 20 dakka kala görebiliyoruz anca. Eksikleri saymışken dünya üzerindeki en iyi forvetlerden Rıdvan Nistelrooy da sezonu kapattı zaten Real ikamesi Huntelaar'ı oynatacak ikinci yarı. Bakalım kısfmet...
Real defansında lack of left back (şiir gibi) yaşandığından, emektar Salgado sağa yerleşiyor, sarı kart canavarı Sergio Ramos solda Messi-Alves ataklarını karşılamak için pozisyonunu alıyordu. Maç sonrası baktığımızda kötü oynadığını söyleyemeyiz ama Marcelo ve Heinze'den biri solda olduğu için Ramos sağda başlasaydı maça, Salgado penaltı yaptıramayacaktı. Buna da halamın taşakları olsa sendromu deniyormuş, vikipedia öyle diyor...
Teknik direktor cephesinde Barcelona B takımının iki eski çalıştırıcısı kapışıyorlardı. Daha tecrübeli olan Juande Ramos olmasına rağmen daha uzun süredir takımının başında olan ve istediği futbolu oynatan Pep Guardiola idi. Teknik direktör değişiminin krizdeki takımlara iyi geldiği, ayrı bir hava kattığı bilinen bir gerçekken karşınızdaki takım son 20 yılın en güzel futbolunu oynuyor denen takım olunca işler öyle yürümüyor. Barcelona'nın bu sezon için klasikleşmiş "baskıyı kuralım hacı, ilk 15-20 dakkada 3 tane atalım sonra rahat rahat top çeviririz" sistemi Real'e tutmadı. Baskıyı kurdular ama az daha kontradan -Davids çakması Drenthe az daha yetenekli olsa- golu yiyeceklerdi. Real mis gibi kapandı ilk yarı golsuz bitti. İkinci yarı Real oyunu kontrol ederek başladı, Barcelona taraftar gazıyla tekrar kendine gelip iyice yüklenince Real'e zor da olsa ilk golu buldular. İlk golde aslan payını doğrudan kaptan Puyol'a göndermek lazım. "Siz atamıyorsanız ben atarım lan!" diye geldi ileri resmen. Casillas ilk golu yiyene kadar -ki hatası yok yediği gollerde bence- dünyanın en iyisiyim ben diye bağırdı resmen. Diğer kalede Volkan Demirel'in az evrim geçirmişi Victor Valdes de iyi performans gösterdi. İki net pozisyon kurtardı karşı karşıya. Onun dışında fazla da zorlanmadı...
Yeni Redondo Gago'yu bu maçta dikkatli seyrettim. Nasıl söylenir adamın hamurunun iyi olduğu belli. Maradona zamanında bu adamı Real'e 25melyon euroya sattığı için Boca Juniors başkanına vermişti ayarı vermişti ayarı. Mascherano ile birlikte Arjantin'in ortasahası ona emanet. Diğer Arjantinli Messi'ye diyecek bi' şey yok. 2009 Ballon d'OR'u alır gibi geliyor. Golunu de atarak istatistiklerini geliştirmeye devam etti.
---
Sonuç olarak büyük beklentilere girdiğimiz maç böylece geride kaldı. Uluslarası turnuvalar ve Fenerbahçe - Galatasaray maçları dışında en sevdiğim, tüm futbol müsabakaları arasında oynanan futboldan her zaman zevk alacağıma emin olduğum el clasico bitti.
Maçı 90 dakika izleyip yazısını 75 dakika yazdım. Ne diyeyim? Futbolu seviyorum.
13 Aralık 2008
Top 5: Beyaz Perde Saykoları
Zamanında "The more successful the villain, the more successful the picture." diye buyurmuş Alfred Hitchcock beyefendi. Bunun ne kadar doğru bir önerme onaylayabilmek için en sevdiğiniz filmler listesine şöyle bir göz gezdirmeniz de yeterli olacaktır. Gelmiş geçmiş en iyi villainleri yapmak istesem, 5 kişilik liste çok yetersiz kalıyordu. O sebeple vizyonu daraltıp direk piskopat, sosyopat sınıfında sayılabilecek villainleri seçtim 5 kişilik liste için.
Hala Se7en'ı izlmeyen varsa kusura bakmasın spoilerın allahını verdim şu cümle ile. İncil'de geçen 7 ölümcül günah ve günaha uygun cinayetler işleyen çok zeki bir piskopat. İlk 5 cinayet filmi güzel yapmaya yeterken son iki cinayet ile film kült seviyesine çıkmıştır benim gözümde. Kevin Spacey'in özel isteği ile filmden önce ne afişlerde ne fragmanda hiç bi yerde gözükmemiştir filmle alaklı olarak.
sayko laf: I visited your home this morning after you'd left. I tried to play husband. I tried to taste the life of a simple man. It didn't work out, so I took a souvenir... her pretty head.
Christian Bale'ın (Velvet Goldmine'ı saymıyorum) ilk adam gibi performansı ve başrolu. En etkileyici performanslarından sayılmayabilir El Maquinista ve The Prestige gibi filmlerinin yanında. Ama piskopat olma konusunda çok başarılı olduğu şüphe götürmez.
sayko laf: You're a fucking ugly bitch. I want to stab you to death, and then play around with your blood.
Javier Bardem Anton rolüyle 2008 yılında en iyi yardımcı erkek oyuncu oscarını kazandı. Yeterlidir sanırım.
sayko laf: Would you hold still, please, sir?
Anthony Hopkins Hannibal Lecter rolüyle 1992 yılında en iyi erkek oyuncu oscarını kazandı. Yeterlidir sanırım. Yeterli değilse eğer adam yamyam öyle söyleyeyim. Klasik müzik dinleyip beyin yenir mi arkadaş?
sayko laf: Well, Clarice - have the lambs stopped screaming?
Of en korkuncu. Heath Ledger hayatının rolunu oynayıp hayatını kaybetti. "ee adam öldü diye mi korkunç?" diyebilirsiniz. Alakası yok. Filmi seyretmiş herkes zaten gördü Joker karakterini hani anlatılacak çok bir şeyi yok aslında. Çizgi romanda anlatılan, Jack Nicholson'ın canlandırdığı yani bilinen Joker'den apayrı bir karakter göstermişti Ledger bize. Jack Nicholson'ın Joker'i sadece katil bir palyaço ilen Ledger'ın Joker'i -kendi tabiriyle- agent of chaos idi. Olabilecek en zeki değil belki ama en piskopat karakteri canlandırdı sinemada. Bütün film sağa sola bıraktığı vecizeler, basen bakışları, yaralarını yalayışı, çocuk gibi tepkiler göstermesi, ölümü ciddiye almaması, Batman'ı filmin başından sonuna yanlış yönlendirmesi. Bir sonraki filmde aynı karakteri canlandıramayacak olması gerçekten büyük kayıp...
sayko laf: Come here. Hey! Look at me. So I had a wife, beautiful, like you, who tells me I worry too much. Who tells me I ought to smile more. Who gambles and gets in deep with the sharks... look at me! One day, they carve her face. And we have no money for surgeries. She can't take it. I just want to see her smile again, hmm? I just want her to know that I don't care about the scars. So... I stick a razor in my mouth and do this... to myself. And you know what? She can't stand the sight of me! She leaves. Now I see the funny side. Now I'm always smiling!
Hala Se7en'ı izlmeyen varsa kusura bakmasın spoilerın allahını verdim şu cümle ile. İncil'de geçen 7 ölümcül günah ve günaha uygun cinayetler işleyen çok zeki bir piskopat. İlk 5 cinayet filmi güzel yapmaya yeterken son iki cinayet ile film kült seviyesine çıkmıştır benim gözümde. Kevin Spacey'in özel isteği ile filmden önce ne afişlerde ne fragmanda hiç bi yerde gözükmemiştir filmle alaklı olarak.
sayko laf: I visited your home this morning after you'd left. I tried to play husband. I tried to taste the life of a simple man. It didn't work out, so I took a souvenir... her pretty head.
Christian Bale'ın (Velvet Goldmine'ı saymıyorum) ilk adam gibi performansı ve başrolu. En etkileyici performanslarından sayılmayabilir El Maquinista ve The Prestige gibi filmlerinin yanında. Ama piskopat olma konusunda çok başarılı olduğu şüphe götürmez.
sayko laf: You're a fucking ugly bitch. I want to stab you to death, and then play around with your blood.
Javier Bardem Anton rolüyle 2008 yılında en iyi yardımcı erkek oyuncu oscarını kazandı. Yeterlidir sanırım.
sayko laf: Would you hold still, please, sir?
Anthony Hopkins Hannibal Lecter rolüyle 1992 yılında en iyi erkek oyuncu oscarını kazandı. Yeterlidir sanırım. Yeterli değilse eğer adam yamyam öyle söyleyeyim. Klasik müzik dinleyip beyin yenir mi arkadaş?
sayko laf: Well, Clarice - have the lambs stopped screaming?
Of en korkuncu. Heath Ledger hayatının rolunu oynayıp hayatını kaybetti. "ee adam öldü diye mi korkunç?" diyebilirsiniz. Alakası yok. Filmi seyretmiş herkes zaten gördü Joker karakterini hani anlatılacak çok bir şeyi yok aslında. Çizgi romanda anlatılan, Jack Nicholson'ın canlandırdığı yani bilinen Joker'den apayrı bir karakter göstermişti Ledger bize. Jack Nicholson'ın Joker'i sadece katil bir palyaço ilen Ledger'ın Joker'i -kendi tabiriyle- agent of chaos idi. Olabilecek en zeki değil belki ama en piskopat karakteri canlandırdı sinemada. Bütün film sağa sola bıraktığı vecizeler, basen bakışları, yaralarını yalayışı, çocuk gibi tepkiler göstermesi, ölümü ciddiye almaması, Batman'ı filmin başından sonuna yanlış yönlendirmesi. Bir sonraki filmde aynı karakteri canlandıramayacak olması gerçekten büyük kayıp...
sayko laf: Come here. Hey! Look at me. So I had a wife, beautiful, like you, who tells me I worry too much. Who tells me I ought to smile more. Who gambles and gets in deep with the sharks... look at me! One day, they carve her face. And we have no money for surgeries. She can't take it. I just want to see her smile again, hmm? I just want her to know that I don't care about the scars. So... I stick a razor in my mouth and do this... to myself. And you know what? She can't stand the sight of me! She leaves. Now I see the funny side. Now I'm always smiling!
12 Aralık 2008
Dragon Ball
Çocukluğumun en sevdiğim çizgi filminin uzun metraj filmi geliyor.
Çıkan ilk afişlerden ikisi bu yukarıdakiler.
Bu post için araştırma yaparken (araştırma dediğim 2 dakka IMDb'ye baktım) Dragon Ball hakkında esasen hiç bi' şey bilmediğimi farkettim. 25 farklı versiyonu varmış hacı bunun. 15 bölüm süren sezonu da var, 70+ bölüm süren sezonu da... İzlemeye niyetlendim bunun üzerine. Avatar sonrası ne kadar sarar bilemiyorum eğlenceli olacağına eminim. Allah rızası için bilgi sahipleri bi iki yorum bıraksın. Öztürkjant sen biliyon anime manime. Bak bi gözünü seveyim...
10 Aralık 2008
Clutch
Hedo Turkoglu hits the game-winning three to put the Magic over the top in a 109-108 win over the Trail Blazers.
Karşim gene atmış game-winning three'sini. Ligde son hücum topunu kime verirsin deseler Kobe'den sonra bu adamı söylerim sanırım.
----
ps: bu arada Utah Jazz'da Mehmet Okur'un 1.7 saniye kala attığı basketle maçını kazandı...
----
ps: bu arada Utah Jazz'da Mehmet Okur'un 1.7 saniye kala attığı basketle maçını kazandı...
9 Aralık 2008
UEFA Team of the Year 2008
UEFA'nın her sene gelenekselleşmiş yılın 11 oylaması başlamış.
Bizden 3 kişi var diyesim geliyor ama durum biraz karışık. Bayern Münich'de Ballack'ın yerini dolduran alman mühendislik harikası Hamit Altıntop, milli takımda oynamak için Türklüğü seçen sambacı Aurelio ve öz be öz Adana çocuğu Fatih Terim var Türk kimliği ile aday gösterilenler olarak. Aragones ve Guiza'da adaylar arasında -ki bence ikisinden de cacık olmaz- ama pek iddialı bir konumda değiller tabi ki..
Hamit'in rakipleri arasında Cristiano Ronaldo olduğu için şansı otomatik olarak kayboldu.
Aurelio'nun rakipleri arasında da Xavi ve Senna gibi İspanyollar olduğu için milliyetçilik yapamadım bizim Brezilyalı üzerinden.
O sebeple milliyetçi kanımızı İmparator'a vererek oyumuzu tatmin ediyoruz...
Klasik 4-4-2 taktiğine göre seçiyoruz oyuncularımızı. Bu sebeple bazı aksaklıklar olmuş.
Gerrard ve Hamit Altıntop'un sağ kanat, Sneijder ve Iniesta'nın sol kanat, Fabregas, Lampard ve Ballack'ın neredeyse forvet oynayan Arshavin ile aynı mevkide gösterildiği bir liste olmuş.
Sol kanatta iki Real Madrid'li Hollanda vatandaşı Sneijder ve Robben varken, sağ kanatta da Bayern'den Hamit ve Schweinsteiger var. Bu adamlar çoğu maç beraber oynuyorlar yahu, ne biçim iş bu.
Ben taktiğimi 4-4-2 değil de Inter, ManUtd, Barca, Chelsea gibi 4-3-3 veya 4-3-2-1 şeklinde dizdim.
Van der Sar
Maicon ---- Puyol ---- Ferdinand --- Evra
-Xavi
Fabregas ------------- Iniesta
Messi-------------------- Ronaldo
-Zlatan
Maicon ---- Puyol ---- Ferdinand --- Evra
-Xavi
Fabregas ------------- Iniesta
Messi-------------------- Ronaldo
-Zlatan
4 Manchester United, 4 Barcelona, 2 Inter ve 1 Arsenal oyuncusundan oluştu kadrom. Nike sponsorluğunda olmuş hepsi yeni farkettim bu arada.
ManUtd geçen sene EPL ve şampiyonlar ligini kazandığı için süpriz değil.
Barcelona'dan alınan adamlar da Avrupa şampiyonu İspanya'nın değişmezleri (orta sahayı komple İspanya'ya emanet ettik kadroda görüldüğü üzere) ve Messi.
Defans kişisel seçimler (5 adamdan 3ü ManUtd, biri Maicon diğeri de kaptanlığı da verdiğim Puyol paşa)
Del Piero'yu almak çok istiyordum kadro izin vermedi. CR7 ve Messi o mevkileri fazlasıyla kapattılar. Pivot forvet olarak Torres ve Zlatan arasında kaldım ama yeteneklerini hayranlıkla izlediğim Zlatan'ı seçtim.
Teknik direktör Fatih Terim hocam da zaten diğerlerini karizmasıyla tokatlar bu da başka bir gerçek. Yaşasın milli fanatizm...
ManUtd geçen sene EPL ve şampiyonlar ligini kazandığı için süpriz değil.
Barcelona'dan alınan adamlar da Avrupa şampiyonu İspanya'nın değişmezleri (orta sahayı komple İspanya'ya emanet ettik kadroda görüldüğü üzere) ve Messi.
Defans kişisel seçimler (5 adamdan 3ü ManUtd, biri Maicon diğeri de kaptanlığı da verdiğim Puyol paşa)
Del Piero'yu almak çok istiyordum kadro izin vermedi. CR7 ve Messi o mevkileri fazlasıyla kapattılar. Pivot forvet olarak Torres ve Zlatan arasında kaldım ama yeteneklerini hayranlıkla izlediğim Zlatan'ı seçtim.
Teknik direktör Fatih Terim hocam da zaten diğerlerini karizmasıyla tokatlar bu da başka bir gerçek. Yaşasın milli fanatizm...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)