31 Ağustos 2009

Basterds

Tarantino listeme doğrudan iki numaradan girdi Inglourious Basterds. Filmle alakalı yorumları okuduğum vakit daha önce rastlamadığım kadar kutuplaşmaya şahit oldum. Benim gibi -zevkten salyalarını akıtacak derecede- beğenenler oldukça fazla olmasına rağmen "iğrenç bir film olmuş, hiç yakıştıramadım Quentin'e" diyen kişilere de rastlıyoruz. Her filmin beğenmeyeni olacaktır ama bu filme "eh" diyen görmedim. Görüşler resmen ya o, ya o şeklinde gelişmiş. Neyse efendim tarafımızı belli etmek adına ben filmden çok leziz çıktığımı belirtmek isterim. Bence adam başyapıtını koymuş ortaya. Seyirciyi avcunun içinde oynatması (o avucun içinde kıvranmak yani) müthiş bir şey. Kendi tarzına ait ufak ama bi o kadar da alakasız öğeler baharat gibi resmen. Her biri ayrı bir tad bırakmış. Güldürüyor, sevindiriyor, alışık olduğunuz, beklediğiniz bir şeyi görmenin kıvancını yaşatıyor zaman zaman. Filmi övmem paragraflar sürer ki beğenenlerin zaten aynı noktalara bayılıp aynı noktalardan gaza geldikleri çok açık. Mühim olan bu filmi beğenmeyenler.


Aslında burda da bir ayrım yapmak gerek. Hakkatten Tarantino sinemasını sevip de bu filmi beğenmeyenler ile Tarantino'yu sadece populer oldukları için ağızlarına dolayıp da "filmi gelmiş gidelim bakalım" dedikten sonra "bu ne lan ne biçim şey bu" diyerek filmden çıkanları izole etmek lazım. Herkes sevmek zorunda değil, adam zorlama bir tür yarattı resmen, uzun uzun dialoglar, saçma sapan aksiyonları alışılmış film kalıplarıyla izlersen düşük bütçeli yapım keyfi dahi alamazsın zaten.

Neyse gene dağıttım konuyu. Bu filmi beğenmeyenler lütfen neden beğenmediklerini söylesinler. Kill Bill'den çıktığımda bir tatminsizlik yaşamama rağmen sonrasında düşündükçe ve tekrar izledikçe hayran kalmıştım. Basterds'da film daha bitmeden notumu vermiştim ki son yarım saati başlı başına efsane olmuş bence...

Karakterlere de değinmek isterim ama kısa keseceğim. Tarantino'nun karakter yazma yeteneği hem memnun edici hem rahatsız edici. Brad Pitt ismi filmin çok önüne geçmiş belli ki. Ben kendisine bayılmama rağmen devasa fontlarla Brad Pitt yazılacak bir şey görmedim filmde ki sahnesi beklediğimden daha azdı. Hakkını vereyim Snatch'den sonra gene aksan kasmış, başarılıydı. (hatta italyanca sahneleri komedi dalında Altın bilmemne alsın.) Christoph Waltz hakkında bir şey demeye dahi luzum yok, esmiş gürlemiş resmen. Bulunduğu her sahnede parladı adam. Film boyu 4 dil konuşması zaten o 4 dili akıcı olarak konuşabilmesinden kaynaklanıyormuş. Sonuç olarak sinema tarihine geçecek bir villaine can vermiş adam. Keza Eli Roth ve Til Schweiger'in karakterleri Donny Donowitz ve Hugo Stiglitz de sinema tarihine geçebilecek potansiyele sahipken yeterince kullanılamamışlar.
Eli Roth zihninin ötesinde fiziksel olarak da piskopatlığa meyilliymiş onu gördüm. Adamın gözlerinden ateş fışkırıyor.


Filmle ilgili beklentilerin dışına çıkan bir konuda Basterds'ın nerdeyse geri planda kalması. Fragmanlardan sonra ben vahşet saçan bir çete bekliyordum. 3-4 orta büyüklükte yıkımdan sonra şanslarının yardımıyla bombastik bir yıkım yapmaları belki bu yolda ölmeleri vs... Basterds'ın tanıtım sahnesi dışında atraksiyonu yok nerdeyse...

Son olarak söyleyin o Brad Pitt'e çenesini geri çeksin. Mis gibi adam götüme benzemiş film boyu.

---

Deniz: coştuk filmde
olm lan hitleri taradı lan herifler
sgkhalghjasga
ağzı gözü dağıldı
Cagdas: cikarken elemanlar tartisiyodu, hitler boyle mi oluyodu diye
Deniz: ahahaha

3 yorum:

Elif dedi ki...

burçin gelse de gitsek artık şu filme.

perseverative dedi ki...

iyice boslamissin blogu..cik cik cik

Adsız dedi ki...

selam ben senay, gercekten super bir site, eger facebook veya twitter varsa eklemek isterim...

Related Posts with Thumbnails